2908 Sayılı Eski Dernekler Kanunu
TSK’da uygulanan disiplin cezalarının türleri de asker kişilerin rütbe ve statülerine göre değişmektedir. Aşağıda TSK personeline uygulanan disiplin cezaları ve infaz şekilleri incelenecektir. Bu nedenle askeri öğrencilerin işleyebileceği disiplin suçları Askeri Ceza Kanunu, Disiplin Mahkemeleri Kanununu ve kendi özel kanunlarında yazılan[232] disiplin suçlarıdır. Ayrıca yasada açıkça belirtildiği üzere askeri hakimlere verilen disiplin cezaları kesparibahis. Bu cezalara karşı idari başvuru yolu da düzenlenmemiş olup bu durumun sakıncalarına ikinci bölümde ayrıntılı olarak değinilecektir.
Askeri öğrenciler hakkındaki mevzuatta farklılıklar bulunması nedeniyle Harp Okulu öğrencileri yönünden konu incelenmeye çalışılacaktır. Ayrıca mevcut düzenleme karşısında, soruşturma işlemini başlatarak bir yerde o konudaki iradesini zımnen de olsa açıklayan Mahkeme Başkanı ile soruşturmayı yapan ve bir anlamda savcı konumunda olan üyenin Yüksek Disiplin Kuruluna katılarak oy kullanabilmesi de mümkündür. AYİM bu şekilde oluşmuş bir Yüksek Disiplin Kurulunun verdiği cezanın yargı denetimine açık bir idari işlem olduğuna, iptal edilebilirlik özelliği taşıdığına, ancak yok hükmünde olmadığına karar vermiştir[419]. Söz konusu maddede öngörülen bir derece hafif ceza, aynı ceza içinde yer alan ve cezanın failin kişiliğine uydurulabilmesine yönelik olarak getirilmiş olan aralıklı uygulama biçimini değil, kanunda sıralanan ceza türlerinden bir aşağıda olanı ifade etmektedir[394]. Disiplin cezalarının verilmesi konusunda, mevzuatımızda yetki devrine imkân veren açık bir düzenleme bulunmamaktadır[366]. Buna göre hangi tür yetkilerin devredilebileceği ya da devredilemeyeceği hususunun sahip olunan yetkilerin nitelik ve özelliklerine bakılarak belirlenmesi gerekir[367]. Doktrinde[368] ve yargı kararlarında[369], disiplin cezası verme yetkisinin münhasır yetki özelliği taşıdığından hareketle bu yetkinin devredilemeyeceği belirtilmektedir. Soruşturma sonunda düzenlenecek raporun sonuç kısmında, yapılan araştırmalarda ulaşılan kanaat belirtilir[356].
Tüzüklerinde, mal, para ve hakların tasfiyesinin esaslarını tespit; genel kurulun kararına bırakıldığı halde, genel kurulca bir karar alınmamış veya genel kurul toplanmamışsa, derneklerin bütün para, mal ve hakları Hazineye intikal eder. Mahkemece kapatılan derneklerin bütün para, mal ve hakları Hazineye intikal eder. Bu şekilde kapatılan dernekler ile birinci fıkra uyarınca mal, para ve hakları Hazineye intikal edecek derneklerin tasfiye ve intikalleri hükümet komiseri veya maliye temsilcisinin gözetiminde yapılır. Bu işlemlere, fesih, kendiliğinden dağılma veya kapatılmanın kesinleştiği tarihten itibaren başlanır. Feshine, kendiliğinden dağıtıldığı tespit edilen kapatılmasına karar verilen derneklerin, para, mal ve haklarının tasfiye ve intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip, bunların “Dernekler Kütüğü” ndeki kayıtları, faaliyetleri bir il sınırı içinde bulunanlar için mahallin en büyük mülki amirinin, birden ziyade ilde faaliyette bulunanlar için İçişleri Bakanlığının onayı ile silinir. Kapatılması için hakkında soruşturma veya dava açılmış olan bir dernek, fesih ve buna bağlı olarak dernek mallarının devrine dair bir karar aldığı takdirde, soruşturma ve dava sonuçlanıncaya kadar devir işlemi yapılmaz.
Sonuç olarak, salt amirin astın hatasını gösteren, eleştiren ve muaheze eden işlemleri ile basit uyarı/ikaz yazıları iç düzen işlemi niteliğinden dolayı idari davaya konu olamaz. Bunların dışında kalan nitelikli ve kapsamlı ikaz/tenkit /muaheze işlemleri aleyhine Askeri Ceza Kanununun 165 ve 17. Maddelerine göre doğrudan doğruya bir uyarı cezası şeklinde tesis olunmadıkça iptal davası açılabilir. Bu takdirde, hiç şüphe yok ki bu işlemler de iptal davasının kabul şartlarını taşımalıdır. Bu cümleden olarak, idari davaya konu edilebilse bile bu işlemler hakkında söz gelimi yerindelik denetimi yapılamaz ve takdir yetkisini kaldıracak şekilde karar verilemez. İkinci Bölümde açıklandığı üzere oda hapsi disiplin cezası, AİHSnin 5.
- Üstlenilen görev nedeniyle amirlik, disiplin cezası verme yetkisini barındırmamaktadır.
- Bununla birlikte; pratikte yargı kararlarının, özellikle Anayasa Mahkemesi ve idari yargı kararlarının infazında sorunlar yaşandığı ve bazı yasa değişiklikleri ile yargı kararlarının aşıldığı görülmektedir.
Burada tekrar etmekten ziyade adil yargılama ilkesi ile bağdaşmayan durumlar irdelenecektir. Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hakim sınıfından olanlar arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar. Çatışmanın varlığı tespit edildikten sonra karşımıza yeni bir sorun çıkmaktadır. O da çatışmanın Anayasa – Sözleşme çatışması mı yoksa yasa – Sözleşme çatışması mı olduğudur. Yüksek disiplin Kurullarının çalışma usulleri ilgili Yönergelerde[423] ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. “Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak” (657 SK m.125/E-j). “Zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas” gibi suçlar “yüz kızartıcı suçlar”dır.
Burada yasal yoldan maksat icra dairesince “ödeme emri” gönderilmesi ve “haciz” işlemlerine başlanmasıdır[192]. “Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak” (657 SK m.125/B-k). Bildirim yükümlülüğü olan işin süreklilik arz etmesi ve kazanç getirici nitelikte olması şarttır. Dolayısıyla, geçici bir işte ya da hayır veya sosyal amaçlı kazanç getirmeksizin yapılan işlerin bu suçu oluşturması mümkün değildir[184]. Suçun maddi unsuru, herhangi bir haklı mazeret olmadan göreve geç gelmek, görevden erken ayrılmak ve görev mahallini terk etmektir[170]. Suçun maddi unsuru, Genelkurmay Başkanlığınca yasak edildiği bildirilen kitapları, dergileri ve her türlü yazıları okumak veya bulundurmaktır[160]. Maddeye göre suçun faili ancak askeri öğrencilerle[161], erbaş ve erler olabilir. Yedek subay adayları, kurs boyunca öğrenci statüsünde olduklarından, bu yasaklamalar onlar için de geçerlidir. Astların işlediği suçların AsCK veya 477 SK’na giren suçlar olabilir. Ancak disiplin tecavüzlerinin haber verilmemesi bu maddeyi ihlale sebebiyet vermez. Ayrım yapılması fiili bir durum olsa da, aralarında bir astlık-üstlük ilişkisi yoktur[138]. Muvazzaf askerler (subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, erbaş ve erler), hizmette bulunan yedekler, askeri okul öğrencileri (askeri mükellefiyet altında bulunmayan lise, ortaokul ve dengi askeri okul öğrencileri hariç) bu suçların faili olabilirler.
Programın başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda program desteklemesi yapıldığı belirtilirken, programı destekleyenin ürün veya hizmetlerinin kiralanması veya satın alınması doğrudan teşvik edilemez ve ürün veya hizmetlere aşırı vurgu yapılamaz. (3) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca alınacak kararlar aleyhine açılacak iptal davaları doğrudan Danıştayda açılır. Danıştay bu davalara öncelikle bakar ve karara bağlar, yürütmeyi durdurma talepleri hakkında kırksekiz saat içerisinde karar verir. (3) Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerinin kendileri, hisse sahipleri ve üçüncü derece dâhil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile bir başka gerçek ve tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmamasını sağlamak zorundadır. 1) Yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücü her iki ülkede de bulunmakla birlikte, hangi ülkede daha yoğun olarak çalışıldığının tespit edilemediği durumlarda medya hizmet sağlayıcı, şirket merkezinin bulunduğu ülkede yerleşik kabul edilir. Çalıştırılmasına izin verlmeyen veya izin için başvurulmayan tesisler bu süre sonunda kapatılır. Madde 65 – Dernekler adlarında; Türk, Türkiye, Milli, Cumhuriyet, Atatürk,Mustafa Kemal kelimeleri ile bunların baş ve sonlarına getirilen eklerle teşkil edilecek kelimeleri Bakanlar Kurulu kararı ile kullanabilirler. Öğrenci dernekleri, kuruldukları yükseköğretim kurumlarının ismini alırlar.
Oda hapsi cezasında normal mesai devam eder ancak mesai bitiminde aynı cezayı alan personel bir arada ve bir yerde tutulur. Bu kişilerin sinema, kantin gibi sosyal tesislerden yararlanmasına izin verilmez. Ağır oda hapsi cezasında ise cezalılar hizmet göremez ve tek başlarına bir odada hapis tutulurlar. Türk hukukundaki oda hapsinden farkı, cezanın mutlaka tek başına çekilmesidir. Oda ve göz hapsi cezaları disiplin amiri tarafından 28 güne kadar, disiplin mahkemesi tarafından ise 60 güne kadar verilebilmektedir. Oda hapsi cezasında Subay, astsubay, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar; Oda hapsi cezalarında; mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler. Disiplin amiri tarafından cezanın fasılalarla çektirilmesi de kararlaştırılabilir. Ancak bu cezanın basit bir disiplin tecavüzü nedeniyle verildiği ve 28 gün boyunca kesintisiz ve tek başına infaz edildiği durumda insanlık dışı ve onur kırcı sayılma ihtimali bulunmaktadır. Oda hapsi cezası niteliği itibariyle insan onuruna aykırı olmasa dahi, süresi bakımından insanlık dışı sayılması mümkündür. TSK’da disiplinin sağlanması bakımından amirlere disiplin cezası verme yetkisi tanınmıştır. Disiplin cezaları olarak, uyarı, izinsizlik, aylık kesilmesi, göz hapsi, oda hapsi, rütbenin geri alınması ve sıra harici hizmet cezaları verilebilmektedir.
Kanunun ilgili maddesinde açıkça bir tarihin olmaması sebebiyle karar tarihine en yakın tarih olarak kararın kesinleştiği tarihin esas alınacağını belirtmek mümkündür. Sulh ceza hakimliği, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir. Disiplin cezalarının denetim mercii olan AYİM’nin yapısı ve işleyişindeki aksaklıklar, 5982 sayılı Kanun hükümleri de göz önüne alınarak giderilmelidir. Bu kapsamda, öncelikle Başsavcılık düşüncelerinin taraflara tebliği sağlanmalıdır.